وَيْلٌ لِكُلِّ هُمَزَةٍ لُمَزَةٍ. (١)
1-) İnsanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay hâline!
الَّذِي جَمَعَ مَالًا وَعَدَّدَهُ. (٢)
2-) Mal toplayan ve onu durmadan sayan,
يَحْسَبُ أَنَّ مَالَهُ أَخْلَدَهُ. (٣)
3-) O, malının, kendisini ebedîleştirdiğini sanır.
كَلَّا لَيُنْبَذَنَّ فِي الْحُطَمَةِ. (٤)
4-) Hayır! Andolsun ki o, Hutâme'ye atılacaktır.
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْحُطَمَةُ. (٥)
5-) Hutame'nin ne olduğunu sen ne bileceksin?
نَارُ اللَّهِ الْمُوقَدَةُ. (٦)
6-) O, Allah'ın, tutuşturulmuş ateşidir.
الَّتِي تَطَّلِعُ عَلَى الْأَفْئِدَةِ. (٧)
7-) Yüreklere işleyen.
إِنَّهَا عَلَيْهِمْ مُؤْصَدَةٌ. (٨)
8-) Şüphesiz ateş onların üzerine kapatılacaktır.
فِي عَمَدٍ مُمَدَّدَةٍ. (٩)
9-) Uzatılmış direkler arasında (bağlı oldukları hâlde).
İlginizi çekebilir
© 2008 - 2022 Ferdi Korkmaz. Tüm Hakları Saklıdır.