Sizin En Hayırlınız Kur'ân-ı
Öğrenen ve Öğreteninizdir. (Hadis)
Ferdi Korkmaz Youtube KanalıFerdi Korkmaz Instagram ProfiliFerdi Korkmaz Facebook Sayfası
Kur'an-ı Kerim

Geri Dön

İnşikak Suresi okunuşu ve anlamı (İnşikâk Sûresî)

إِذَا السَّمَاءُ انْشَقَّتْ (١)

﴾1﴿

Diyanet: Gök yarıldığı ve Rabbine boyun eğdiği zaman -ki ona yaraşan budur-, ﴾1﴿

Diyanet Vakfı: Gök yarıldığı, ﴾1﴿

E. Hamdi Yazır: Gök yarıldığı, ﴾1﴿

وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ (٢)

﴾2﴿

Diyanet: Gök yarıldığı ve Rabbine boyun eğdiği zaman -ki ona yaraşan budur-, ﴾2﴿

Diyanet Vakfı: Rabbine kulak verip boyun eğecek hale getirildiği zaman, ﴾2﴿

E. Hamdi Yazır: Rabbini dinleyip kendisine yaraşır şekilde boyun eğdiği vakit, ﴾2﴿

وَإِذَا الْأَرْضُ مُدَّتْ (٣)

﴾3﴿

Diyanet: Yer uzatılıp dümdüz edildiği ve içindekileri atıp boşaldığı zaman, ﴾3﴿

Diyanet Vakfı: Yer dümdüz edildiği, ﴾3﴿

E. Hamdi Yazır: Yer uzatılıp düzlendiği, ﴾3﴿

وَأَلْقَتْ مَا فِيهَا وَتَخَلَّتْ (٤)

﴾4﴿

Diyanet: Yer uzatılıp dümdüz edildiği ve içindekileri atıp boşaldığı zaman, ﴾4﴿

Diyanet Vakfı: İçinde bulunanları atıp boşaldığı , ﴾4﴿

E. Hamdi Yazır: İçinde ne varsa attığı ve tamamen boşaldığı ﴾4﴿

وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ (٥)

﴾5﴿

Diyanet: Rabbini dinlediği zaman -ki ona yaraşan da budur- (insan yaptıklarını karşısında bulur!) ﴾5﴿

Diyanet Vakfı: Ve Rabb'ini dinleyip O'na hakkıyla itaata mecbur kılındığı vakit (insanoğlu yaptıkları ile karşılaşır). ﴾5﴿

E. Hamdi Yazır: Ve Rabbini dinleyip kendisine yaraşır şekilde boyun eğdiği vakit, ﴾5﴿

يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَى رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلَاقِيهِ (٦)

﴾6﴿

Diyanet: Ey insan! Şüphesiz, sen Rabbine (kavuşuncaya kadar) didinip duracak ve sonunda didinmenin karşılığına kavuşacaksın. ﴾6﴿

Diyanet Vakfı: Ey insan! Şüphe yok ki sen Rabbine karşı çaba üstüne çaba göstermektesin; sonunda O'na varacaksın. ﴾6﴿

E. Hamdi Yazır: Ey insan! Kuşkusuz sen Rabbine doğru çaba üstüne çaba sarfetmektesin, nihayet O'na varacaksın. ﴾6﴿

فَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ (٧)

﴾7﴿

Diyanet: Kime kitabı sağından verilirse, ﴾7﴿

Diyanet Vakfı: Kimin kitabı sağından verilirse, ﴾7﴿

E. Hamdi Yazır: O vakit kitabı sağ eline verilen, ﴾7﴿

فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَسِيرًا (٨)

﴾8﴿

Diyanet: Hesabı çok kolay bir şekilde görülecek, ﴾8﴿

Diyanet Vakfı: Kolay bir hesapla hesaba çekilecek; ﴾8﴿

E. Hamdi Yazır: Kolay bir hesapla hesaba çekilecek, ﴾8﴿

وَيَنْقَلِبُ إِلَى أَهْلِهِ مَسْرُورًا (٩)

﴾9﴿

Diyanet: Sevinçli olarak ailesine dönecektir. ﴾9﴿

Diyanet Vakfı: Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir. ﴾9﴿

E. Hamdi Yazır: Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir. ﴾9﴿

وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ وَرَاءَ ظَهْرِهِ (١٠)

﴾10﴿

Diyanet: Fakat kime kitabı arkasından verilirse, ﴾10﴿

Diyanet Vakfı: Kimin de kitabı arkasından verilirse, ﴾10﴿

E. Hamdi Yazır: Ama kitabı arkasından verilen, ﴾10﴿

فَسَوْفَ يَدْعُو ثُبُورًا (١١)

﴾11﴿

Diyanet: "Helâk!" diye bağıracak ve alevli ateşe girecektir. ﴾11﴿

Diyanet Vakfı: Derhal yok olmayı isteyecek, ﴾11﴿

E. Hamdi Yazır: "Yetiş ey ölüm!" diye bağıracak ﴾11﴿

وَيَصْلَى سَعِيرًا (١٢)

﴾12﴿

Diyanet: "Helâk!" diye bağıracak ve alevli ateşe girecektir. ﴾12﴿

Diyanet Vakfı: Ve alevli ateşe girecektir. ﴾12﴿

E. Hamdi Yazır: Ve alevli ateşe girecektir. ﴾12﴿

إِنَّهُ كَانَ فِي أَهْلِهِ مَسْرُورًا (١٣)

﴾13﴿

Diyanet: Çünkü o, (dünyada iken) ailesi içinde sevinçli idi. ﴾13﴿

Diyanet Vakfı: Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal-mülk sebebiyle) şımarmıştı. ﴾13﴿

E. Hamdi Yazır: Çünkü o ailesi içinde sevinçli idi. ﴾13﴿

إِنَّهُ ظَنَّ أَنْ لَنْ يَحُورَ (١٤)

﴾14﴿

Diyanet: Çünkü o hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sanırdı. ﴾14﴿

Diyanet Vakfı: O hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı. ﴾14﴿

E. Hamdi Yazır: Hiç Rabbine dönmeyeceğini sanmıştı. ﴾14﴿

بَلَى إِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِهِ بَصِيرًا (١٥)

﴾15﴿

Diyanet: Hayır! Sandığı gibi değil! Şüphesiz Rabbi onu görüyordu. ﴾15﴿

Diyanet Vakfı: Oysa gerçekten Rabbi onu görüyordu. ﴾15﴿

E. Hamdi Yazır: Hayır Rabbi onu görmekte idi. ﴾15﴿

فَلَا أُقْسِمُ بِالشَّفَقِ (١٦)

﴾16﴿

Diyanet: Yemin ederim şafağa, ﴾16﴿

Diyanet Vakfı: Hayır! Şafağa, yemin ederim ki , ﴾16﴿

E. Hamdi Yazır: Şimdi, yemin ederim o şafağa, ﴾16﴿

وَاللَّيْلِ وَمَا وَسَقَ (١٧)

﴾17﴿

Diyanet: Geceye ve içinde topladıklarına, ﴾17﴿

Diyanet Vakfı: Geceye ve onda basan karanlığa, ﴾17﴿

E. Hamdi Yazır: Geceye ve içinde barındırdığı şeylere, ﴾17﴿

وَالْقَمَرِ إِذَا اتَّسَقَ (١٨)

﴾18﴿

Diyanet: Dolunay hâlindeki aya ki, ﴾18﴿

Diyanet Vakfı: Dolunay olmuş aya , ﴾18﴿

E. Hamdi Yazır: Derlendiği zaman o aya, ﴾18﴿

لَتَرْكَبُنَّ طَبَقًا عَنْ طَبَقٍ (١٩)

﴾19﴿

Diyanet: Şüphesiz siz hâlden hâle geçeceksiniz. ﴾19﴿

Diyanet Vakfı: Ki,siz elbette halden hale geçeceksiniz. ﴾19﴿

E. Hamdi Yazır: Ki, siz elbette halden hale geçeceksiniz. ﴾19﴿

فَمَا لَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ (٢٠)

﴾20﴿

Diyanet: Böyleyken onlara ne oluyor da iman etmiyorlar? ﴾20﴿

Diyanet Vakfı: Böyleyken onlar acaba neden iman etmezler? ﴾20﴿

E. Hamdi Yazır: Böyleyken onlar neden acaba iman etmezler? ﴾20﴿

وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ الْقُرْآنُ لَا يَسْجُدُونَ (٢١)

﴾21﴿

Diyanet: Onlara Kur'an okunduğu zaman secde etmiyorlar. ﴾21﴿

Diyanet Vakfı: Onlar kendilerine Kur'an okununca secde de etmezler. ﴾21﴿

E. Hamdi Yazır: Karşılarında Kur'ân okunduğu vakit secde etmezler? ﴾21﴿

بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا يُكَذِّبُونَ (٢٢)

﴾22﴿

Diyanet: Daha doğrusu, inkâr edenler (Kur'an'ı) yalanlıyorlar. ﴾22﴿

Diyanet Vakfı: Aksine, kâfirler yalanlıyorlar. ﴾22﴿

E. Hamdi Yazır: Aksine o nankörler yalanlıyorlar. ﴾22﴿

وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يُوعُونَ (٢٣)

﴾23﴿

Diyanet: Hâlbuki Allah, içlerinde ne sakladıklarını çok iyi bilir. ﴾23﴿

Diyanet Vakfı: Halbuki Allah onların gizlediği şeyleri çok iyi bilir. ﴾23﴿

E. Hamdi Yazır: Oysa Allah içlerinde sakladıklarını biliyor. ﴾23﴿

فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ (٢٤)

﴾24﴿

Diyanet: Öyle ise sen onlara elem dolu bir azabı müjdele! ﴾24﴿

Diyanet Vakfı: (Resûlüm!) Onlara acı azabı müjdele! ﴾24﴿

E. Hamdi Yazır: Onun için onlara elem verici bir azabı müjdele. ﴾24﴿

إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ (٢٥)

﴾25﴿

Diyanet: Ancak iman edip de sâlih ameller işleyenler başka. Onlar için, bitmez tükenmez bir mükâfat vardır. ﴾25﴿

Diyanet Vakfı: İman edip sâlih amel işleyenler başkadır; onlar için arkası kesilmeyen bir mükâfat vardır. ﴾25﴿

E. Hamdi Yazır: Ancak iman edip iyi ameller işleyenler başkadır. Onlara tükenmez bir ecir vardır. ﴾25﴿

İlginizi çekebilir


© 2008 - 2022 Ferdi Korkmaz. Tüm Hakları Saklıdır.