سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى (١)
﴾1﴿
Diyanet: Yüce Rabbinin adını tespih et. ﴾1﴿
Diyanet Vakfı: Yüce Rabbinin adını, ﴾1﴿
E. Hamdi Yazır: Rabbinin yüce adını tesbih et. ﴾1﴿
الَّذِي خَلَقَ فَسَوَّى (٢)
﴾2﴿
Diyanet: O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır. ﴾2﴿
Diyanet Vakfı: Yaratıp düzene koyan, ﴾2﴿
E. Hamdi Yazır: Yaratıp düzene koyan O'dur. ﴾2﴿
وَالَّذِي قَدَّرَ فَهَدَى (٣)
﴾3﴿
Diyanet: O, (her şeyi) ölçüyle yapıp yönlendirendir. ﴾3﴿
Diyanet Vakfı: Takdir edip yol gösteren, ﴾3﴿
E. Hamdi Yazır: Takdir edip hidayeti gösteren O'dur. ﴾3﴿
وَالَّذِي أَخْرَجَ الْمَرْعَى (٤)
﴾4﴿
Diyanet: O, yeşil bitki örtüsünü çıkaran, sonra da onları çürüyüp kararmış çör çöpe çevirendir. ﴾4﴿
Diyanet Vakfı: (Topraktan) yeşil otu çıkaran, ﴾4﴿
E. Hamdi Yazır: Otlağı çıkaran, ﴾4﴿
فَجَعَلَهُ غُثَاءً أَحْوَى (٥)
﴾5﴿
Diyanet: O, yeşil bitki örtüsünü çıkaran, sonra da onları çürüyüp kararmış çör çöpe çevirendir. ﴾5﴿
Diyanet Vakfı: Sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et. ﴾5﴿
E. Hamdi Yazır: Sonra da onu karamsı bir sel köpüğü haline getiren O'dur. ﴾5﴿
سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنْسَى (٦)
﴾6﴿
Diyanet: Sana Kur'an'ı okutacağız ve sen onu unutmayacaksın. ﴾6﴿
Diyanet Vakfı: Sana (Kur an'ı) okutacağız; sen hiç unutmayacaksın. ﴾6﴿
E. Hamdi Yazır: Bundan böyle sana Kur'ân'ı okutacağız da unutmayacaksın. ﴾6﴿
إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ إِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ وَمَا يَخْفَى (٧)
﴾7﴿
Diyanet: Ancak Allah'ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de. ﴾7﴿
Diyanet Vakfı: Artık Allah'ın dilediği hariç, Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir. ﴾7﴿
E. Hamdi Yazır: Yalnız Allah'ın dilediği başkadır. Çünkü o açığı da bilir, gizliyi de. ﴾7﴿
وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرَى (٨)
﴾8﴿
Diyanet: Biz seni en kolay olana kolayca ileteceğiz. ﴾8﴿
Diyanet Vakfı: Seni en kolaya muvaffak kılacağız. ﴾8﴿
E. Hamdi Yazır: Seni en kolay yola muvaffak kılacağız. ﴾8﴿
فَذَكِّرْ إِنْ نَفَعَتِ الذِّكْرَى (٩)
﴾9﴿
Diyanet: O hâlde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver. ﴾9﴿
Diyanet Vakfı: O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver. ﴾9﴿
E. Hamdi Yazır: Onun için öğüt ver, eğer öğüt fayda verirse. ﴾9﴿
سَيَذَّكَّرُ مَنْ يَخْشَى (١٠)
﴾10﴿
Diyanet: Allah'a karşı derin saygı duyarak O'ndan korkan öğüt alacaktır. ﴾10﴿
Diyanet Vakfı: (Allah'tan) korkan öğütten yararlanacak. ﴾10﴿
E. Hamdi Yazır: Saygısı olan öğüt alacaktır. ﴾10﴿
وَيَتَجَنَّبُهَا الْأَشْقَى (١١)
﴾11﴿
Diyanet: En büyük ateşe girecek olan en bedbaht kimse (kâfir) ise, öğüt almaktan kaçınır. ﴾11﴿
Diyanet Vakfı: Kötü kimse ise öğütten kaçınacaktır. ﴾11﴿
E. Hamdi Yazır: Pek bedbaht olan da ondan kaçınacaktır. ﴾11﴿
الَّذِي يَصْلَى النَّارَ الْكُبْرَى (١٢)
﴾12﴿
Diyanet: En büyük ateşe girecek olan en bedbaht kimse (kâfir) ise, öğüt almaktan kaçınır. ﴾12﴿
Diyanet Vakfı: O ki,en büyük ateşe girecektir. ﴾12﴿
E. Hamdi Yazır: O ki, en büyük ateşe girecektir. ﴾12﴿
ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَى (١٣)
﴾13﴿
Diyanet: Sonra orada ne ölür (kurtulur), ne de (rahat bir hayat) yaşar. ﴾13﴿
Diyanet Vakfı: Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar. ﴾13﴿
E. Hamdi Yazır: Sonra ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktır. ﴾13﴿
قَدْ أَفْلَحَ مَنْ تَزَكَّى (١٤)
﴾14﴿
Diyanet: Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer. ﴾14﴿
Diyanet Vakfı: Doğrusu feraha ermiştir temizlenen, ﴾14﴿
E. Hamdi Yazır: Doğrusu felah buldu (günahtan) temizlenen. ﴾14﴿
وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّهِ فَصَلَّى (١٥)
﴾15﴿
Diyanet: Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer. ﴾15﴿
Diyanet Vakfı: Rabbinin adını anıp O'na kulluk eden. ﴾15﴿
E. Hamdi Yazır: Rabbinin adını anıp namaz kılan. ﴾15﴿
بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا (١٦)
﴾16﴿
Diyanet: Fakat sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz. ﴾16﴿
Diyanet Vakfı: Fakat siz (ey insanlar! ) dünya hayatını tercih ediyorsunuz. ﴾16﴿
E. Hamdi Yazır: Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. ﴾16﴿
وَالْآخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَى (١٧)
﴾17﴿
Diyanet: Oysa âhiret, daha hayırlı ve süreklidir. ﴾17﴿
Diyanet Vakfı: Oysa ahiret daha hayırlı daha devamlıdır. ﴾17﴿
E. Hamdi Yazır: Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır. ﴾17﴿
إِنَّ هَذَا لَفِي الصُّحُفِ الْأُولَى (١٨)
﴾18﴿
Diyanet: Şüphesiz bu hükümler ilk sayfalarda, İbrahim ve Mûsâ'nın sayfalarında da vardır. ﴾18﴿
Diyanet Vakfı: Şüphesiz bu (anlatılanlar), önceki kitaplarda, vardır. ﴾18﴿
E. Hamdi Yazır: Kuşkusuz bu ilk sahifelerde vardır, ﴾18﴿
صُحُفِ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَى (١٩)
﴾19﴿
Diyanet: Şüphesiz bu hükümler ilk sayfalarda, İbrahim ve Mûsâ'nın sayfalarında da vardır. ﴾19﴿
Diyanet Vakfı: İbrahim ve Musa'nın kitaplarında. ﴾19﴿
E. Hamdi Yazır: İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde. ﴾19﴿
İlginizi çekebilir
© 2008 - 2022 Ferdi Korkmaz. Tüm Hakları Saklıdır.