إِذَا زُلْزِلَتِ الْأَرْضُ زِلْزَالَهَا. (١)
1-) Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı,
وَأَخْرَجَتِ الْأَرْضُ أَثْقَالَهَا. (٢)
2-) İçindekileri dışarıya çıkarıp attığı,
وَقَالَ الْإِنْسَانُ مَا لَهَا. (٣)
3-) Ve insan, "Ona ne oluyor?" dediği zaman,
يَوْمَئِذٍ تُحَدِّثُ أَخْبَارَهَا. (٤)
4-) İşte o gün, yer, kendi haberlerini anlatır.
بِأَنَّ رَبَّكَ أَوْحَى لَهَا. (٥)
5-) Çünkü Rabbin ona (öyle) vahyetmiştir.
يَوْمَئِذٍ يَصْدُرُ النَّاسُ أَشْتَاتًا لِيُرَوْا أَعْمَالَهُمْ. (٦)
6-) O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır.
فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ. (٧)
7-) Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir.
وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ. (٨)
8-) Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir.
İlginizi çekebilir
© 2008 - 2022 Ferdi Korkmaz. Tüm Hakları Saklıdır.